Sarı Kantaron- Hypericom Perforatum- St. john’s Wort
Zeytinyağı Maserasyonu ile elde edilmiştir.
Sadece harici kullanım için uygundur.
Tıbbi bitkilerin en çok arananlarının başında gelir, ama her küçük sarı çiçekli bitki sarı kantaron değildir. Tıbbi papatya gibi sıklıkla yanlış toplanabilir. Yaraotu, mayasıl otu, binbirdelik otu gibi isimlerle anılır. Sarı minik çiçekleri ışığa tuttuğunuzda küçücük yaprakların üzerinde bulunan minicik yağ hücreleri parıldayarak sanki yaprakların üzerinde yüzlerce delik varmışçasına bir görüntü verir. Kök atarak ve tohumları ile çoğalır. Koyunlar için zararlı olduğundan bilhassa A.B.D. Gibi ülkelerde küçük baş hayvancılığın büyük ölçekte yapıldığı yerlerde herbasitlerle yok edilmeye çalışılmışsada batı asya, avrupa ve kuzey amerikada doğal olarak yetişir.
İçeriğinde ise Tanen (tannin), uçucu yağlar( pinene, limonene, myrcene, carophyllene), Flavon türevleri(rutin, guercitin, guercitrin), Hipericin( hypericin), Hyperin( sarı kantaronun renk verici maddesi),Karoten (carotene), Acı maddeler, pektin ve kolik, Zamk, vitamin C ve resin bulunur.
Tıbbi bitki olarak kullanıldığına dair en eski bilgi Antik Yunanlı bir hekime , Euryphon’a dayalı ve yaklaşık M.Ö 290 lardan gelme. Yine Antik Yunanlı herbalist olan Dioscorides ise sarı kantaronun dört çeşidinden bahseder bize ve her türün fayda ve kullanım şekillerini anlatır. Kimi türü ballı su ile birlikte içerek mide rahatsızlıkları için kullanırken kimini ise günümüzde sıtma olduğunu tahmin ettiğimiz bir hastalığın tedavisinde kullanıldığını anlatır.
Orta çağlarda ise Sarı Kantaron gerçek veya hayali her türlü kötülükten koruyucu ve şans getirici olarak kabul edilmiş. Yaz gündönümünde toplanarak eve getirilen sarı kantaron çiçeğinin evi yangından koruduğuna, kem gözleri ve cadıları uzak tuttuğuna inanılırmış. 1696 yılı Londrasında ise hayalet kovucu olarak ün salmış. Ev sakinlerinin bir hayalet tarafından taciz edildikleri bir malikanede ev halkının yastığının altına konan birer demet sarı kantaron’un hayaleti kaçırdığı tüm Londraya bir anda yayılmış. Bu gibi kullanım şekillerini ve sarı kantaronun hayalet ve cadı kaçırıcı olarak etkileri nedir onu bilemiyeceğiz ama yine o dönemin hekimleri böbrek kumu, mesane ülserleri, sarılık, gut ve romatizmal hastalıklarda kuru herbanın sıcak suda demlenerek çay olarak içilmesini tavsiye ederlermiş.
1650 lerde yaşayan Hekim Culpeper ise merhem haline getirilen veya sıvı bir yağda demlendirilerek elde edilen sarı kantaron yağının yaraların çabuk kapanmasına yardımcı olduğu, çürükleri hızla iyileştirdiğini zehirli böcek sokmalarında ise zehirin etkisini azalttığını yazmış.
Daha sonraları ise idrar yolları iltahaplarında, hemoroid tedavilerinde, depresyon ve isteri gibi psikolojik rahatsızlıklarda kimi zaman çay kimi zaman tentür kimi zaman da merhem veya yağ olarak kullanılarak günümüze kadar gelmiş.
Günümüzde ise kimi yeni kimi geçmişten gelen birçok kullanım alanı vardır.
• İştah açıcı ve ateş düşürücü
• Yaşanan mide ağrılarının giderilmesinde
• Gastrit ve ülserin tedavisinde yardımcı olarak
• Adet dönemlerinde oluşan kasık ağrılarının dinmesine yardımcı
• Kas gevşetici olarak
• Bronşit semptomlarında göğüs yumuşatıcı ve öksürük kesici olarak
• Hafif, orta veya şiddetli depresyon durumlarında, uyku düzensizlikleri ve bozukluklarında
• İdrar yolu enfesksiyonlarında ve mesane yaralarında ve böbrek kumu eritmede yardımcı olarak
• Masaj yağı olarak ağrıyan kaslarda, sırt ve bel ağrılarında
• Bebeklerde görülen gaz sorunu ve karın ağrısında
• Sinirsel olarak meydana gelen mide ağrılarında
• Ses kısıklığı sorununa çok faydalıdır
• Zona hastalığında
• İshal tedavisinde veya bağırsak kurtları dökmede
• Yaralanma ve böcek sokmalarında antiseptik olarak
• Menopoz döneminde rastlanılan sıkıntıları hafifletmede kullanılmaktadır.
Sarı kantaronları tam zamanında topladık, ayıkladık, sızma zeytinyağında 8 hafta beklettik. Süzüp şişeledik. Sadece harici kullanım için uygundur.